Site icon İş Sağlığı ve Güvenliği

Temel Yangın Bilgileri

yangin
Bunu Paylaş:

Yangınları önleyebilmek, önlenemediğinde ise başarı ile söndürebilmek için yangının doğasının iyi anlaşılması gerekir.

Yangın kimyası, moleküler düzeyde, yakıtın nasıl yanmaya başladığı ve yanmaya devam ettiği ile ilgilenir.

Yangının fiziksel açıdan incelenmesi ise, termal özelliklerini, ısı transferi yollarını ve söndürme yöntemlerini kapsar.



Yangın kimyasal bir tepkimedir. Bu özelliği ile, yangının ve yanan maddenin kendisi yanında diğer yanma ürünleri de tehlike oluşturmaktadır.

Yangın Üçgeni ve Yangın Dörtyüzlüsü (Fire tetrahedron)

Uzun yıllar yangın olayı, yangını başlatmak ve sürdürmek için gerekli üç esasa, ısı,oksijen,yakıt, gönderme yapan yangın üçgeni modeli ile anlatılmıştı. Ancak son yıllarda, üç elemana bir yenisi ilave edilmiş ve (fire tetrahedron) yangın dörtyüzlüsü modeli popüler olmuştur. Buna göre yangın başlaması ve sürdürülmesi için gerekli dört ana unsur ısı,oksijen,yakıt ve zincirleme kimyasal tepkimedir.

Yangın Üçgeni
Yangın Dörtyüzlüsü
Fire tetrahedron

Birincil oksijen kaynağı, %21 oranında oksijen içerdiğinden, genellikle havadır.  Ancak yükseltgenler (oksitleyici madde, oksitleyen, oksidan, oxidizer) de kimyasal tepkime sırasında yakıttan elektron kazanmaları ve yanma sonucu oksijen açığa çıkarmaları nedeni ile oksijen kaynağı olarak düşünülmelidir. Yaygın yükseltgenlerden bazıları Oksijen (O₂), Ozon (O₃), Hidrojen peroksit (H₂O₂) ve diğer inorganik peroksitler,Flor (F₂), klor (Cl₂) ve diğer halojenler, Nitrik asit (HNO₃) ve nitrat bileşikleri, Sülfürik asit (H₂SO₄), Peroksidisülfürik asit (H₂S₂O₈), Peroksimonosülfürik asit (H₂SO₅), hidroflorik asittir.



Havada En Çok Bulunan Gaz Hangisidir?

Havada %78 oranında bulunan havadaki en fazla gaz Azot’tur.

% 78 oranında Azot (N) gazı bulunur.

Her zaman bulunan ve oranı değişmeyen gazlar; % 78 oranında azot, % 21 oranında oksijen, %1 oranında asal gazlar (Hidrojen, Helyum, Argon, Kripton, Ksenon, Neon) dır.

Yakıtı ateşleme sıcaklığına (Ayrı bir ateşleme kaynağı olmaksızın,kendi kendisini besleyen yanmayı başlatmak için hava içerisindeki bir yakıtın ulaşması gereken en düşük sıcaklık.) değin ısıtan ateşleme kaynağı veya enerji kaynağı yangın dörtyüzlüsünde  “ısı” olarak yer alır. Endüstriyel tesislerde ateşleme kaynaklarından bazıları, aşırı elektrik akımları, ısıtıcı cihazlar, açık alevler, kıvılcımlar, şimşek veya yıldırımlardır. Isı kaynaklarını tartışırken, ateşleme sıcaklığı tanımı iyi anlaşılmalıdır.

Ateşleme sıcaklığı (Tutuşma Sıcaklığı)

Ateşleme sıcaklığı (Tutuşma Sıcaklığı):

bir maddenin kendiliğinden yanmaya başladığı veya kendinden tutuşmalı yanmaya neden olan en düşük sıcaklıktır. Bazı yaygın yapı malzemelerinin tutuşma sıcaklıkları şu şekildedir:

Plywood (kontraplak) (390 ℃)

Alçıpan (565 ℃)

Halı (412 ℃)

Asfalt Çatı Kaplamaları (378 ℃)

Tutuşma sıcaklığının değişebileceği ve ortamdaki oksijen seviyesinden etkileneceği dikkate alınmalıdır. Oksijen seviyesi arttıkça tutuşma sıcaklığı düşecektir. Isının yoğunluğu, ısıtma süresi, malzemenin boyut ve geometrisi de tutuşma sıcaklığını etkileyen faktörlerdir. Boyut ve geometrinin etkisine klasik bir örnek ahşaptır. Ahşap talaşları, ahşap bloklara göre çok daha düşük tutuşma sıcaklığına sahiptir.

Ateşleme kaynağının, ısı kaybının düşük olduğu yavaş oksidasyon olduğu durumlarda sıcaklık tutuşma sıcaklığının üzerine yükselebilir ve kendiliğinden tutuşma meydana gelebilir.  Sanayi tesislerinde kendinden tutuşma riski için yaygın bir örnek 200 lt varillerde bulunan yağlı atık üstübü paçavra vs. dir.



Yangın Türleri

Yangın dörtyüzlüsünün üçüncü elemanı yakıttır. Yangınların büyük çoğunlu, ahşap, kağıt, yanıcı veya parlayıcı sıvılar gazlar gibi karbon ve hidrojen içeren yakıtların yanmasıyla oluşur.



Alüminyum ve magnezyum gibi yanıcı metallerin de yakıt olması olasıdır. Yakıt, söndürme amaçları için yangınların sınıflandırılmasında temel kriter olmuştur. Şöyle ki:

Yangın Sınıfları ve Kullanılması Gerekli Taşınabilir Söndürme Cihazı Türleri:

YANGIN SINIFI (Yangın türleri) AÇIKLAMA KULLANILMASI GEREKLİ TAŞINABİLİR SÖNDÜRME CİHAZI
A sınıfı yangınlar Odun, kömür, kâğıt, ot, doküman ve plastik gibi yanıcı katı maddeler yangını öncelikle çok maksatlı kuru kimyevi tozlu veya sulu
B sınıfı yangınlar Benzin, benzol, makine yağları, laklar, yağlı boyalar, katran ve asfalt gibi yanıcı sıvı maddeler yangını öncelikle kuru kimyevi tozlu, karbondioksitli veya köpüklü
C sınıfı yangınlar Metan, propan, bütan, LPG, asetilen, havagazı ve hidrojen gibi yanıcı gaz maddeler yangını  öncelikle kuru kimyevi tozlu veya karbondioksitli
D sınıfı yangınlar Lityum, sodyum, potasyum, alüminyum ve magnezyum gibi yanabilen hafif ve aktif metaller ile radyoaktif maddeler gibi metaller yangını öncelikle kuru metal tozlu

 

Yangın dörtyüzlüsünün son elemanı ise kimyasal zincir tepkimedir. Bu tepkime yanan materyalin içerisinde meydana gelir. Yakıt sıcaklık etkisiyle bozunarak  serbest radikaller açığa çıkarır ve bunların yükseltgenlerle kombinasyonu zincir tepkimeyi oluşturur.



Yanma

Yanma, herhangi bir madde ile oksijen arasındaki egzotermik (ısı veren) reaksiyon olarak tanımlanabilir.  Yanma, serbest hidrojen atomları, H₂,, hidroksil serbest radikalleri, OH, serbest oksijen molekülleri içeren zincir tepkimelerdir. H₂ ve O₂ moleküllerinden su ve yeni H₂ molekülleri oluşur, oluşan yeni moleküller O₂ ile tepkimeye girer ve daha fazla su ile tekrar yeni H₂ molekülleri oluşturur. Bu zincirleme reaksiyon, yakıt yanarak tamamen tükenene değin devam eder. Yanmanın anlaşılabilmesi için incelenmesi gereken bir diğer kavram da oksidasyondur. Oksidasyon, herhangi bir madde ile yükseltgen maddenin tepkimesidir. Yanma olayında oksidasyonla açığa çıkan enerji genellikle ısı ve ışık olarak dışarı verilir. Oksidasyon hızı çok yavaştan çok hızlıya kadar değişkenlik gösterir. Demirin paslanması yavaş oksidasyon iken yanma hızlıdır. Yanmanın, paslanma gibi yavaş oksidasyondan farkı, tepkimenin hızlı olması sonucu kaybedilenden daha hızlı ısı üretilir ve bunun sonucunda sıcaklık önemli ölçüde artar. Sıvı, katı ve gazların yanma hızları pek çok faktöre bağlı olarak değişir.



Katılar için en önemli faktör parçacık boyutu olup, katı yakıtın parçacık boyutu küçüldükçe yanma hızı artar. Sıvılarda ise sıvının formu yanma hızını etkiler, sabit bir havuz, akan sıvı, sprey veya köpük formunda olması gibi. Gazların yanma hızında ise yanmadan önce oluşan gaz hava karışımının oranı ve gazın hareketi ile türbülansı etkilidir.

Yanmanın dört ana ürünü vardır: ısı, duman, ışık ve yangın gazları. Bu ürünler yangın güvenliği için (söndürücü seçimi, can güvenliği, yapı tasarımı) için kritiktir. Öyle ki yangınlarda can kayıplarının büyük kısmına zehirli yangın gazları sebep olmaktadır. Isı vücudu pek çok şekilde etkiler ama etkisinde en önemli iki faktör maruziyet süresi ve sıcaklık seviyesidir. Basit bir kural olarak, 50 ℃ ‘yi geçen ortamlara uygun kişisel koruyucu donanım olmadan girilmemelidir. Aşırı ısıya maruz kalmak, kalp ritminde artışa, dehidrasyona, tükenmeye, yanıklara ve üst solunum yollarının tıkanmasına neden olabilir. Duman, yanma sonucu meydana gelen havada asılı katı ve sıvı parçacıklar ile yangın gazlarının karışımıdır. Duman yangınlardaki ölümlerin %50-75 kadarından sorumludur. Duman görüş mesafesini azaltır, gözleri ve ciğerleri tahriş eder ve çoğu zaman duman içerisindeki gazlar ölümcüldür. Bu gazların özellikleri, yanan maddelerin kimyasal özelliklerine, oksijen miktarına, sıcaklığa ve ortamda bulunan parçacık ve gazların rasgele karışımlarına bağlıdır. Bu gazların kişi üzerindeki etkisi ise, gazın yoğunluğuna, maruziyet süresine ve kişinin fiziksel durumuna bağlıdır.

Karbonmonoksit Zehirlenmesi

Yangınlarda en çok ortaya çkan zehirli gaz karbonmonoksittir. (Hacimce %5-6 oranında).  Karbonmonoksit kanda karboksihemoglobin oluşturarak veya azot dioksit methemoglobin oluşumunu uyararak oksijenin hemoglobine bağlanmasını engeller. Hemoglobine oksijenden yaklaşık 200 kat daha fazla kolay bağlanır. Sonuç olarak oluşan karboksihemoglobin kompleksi oksijen taşıyamaz ve zehirlenme görülür. Karbonmonoksit zehirlenmesi 1000 ppm seviyelerinde başlar, 4000 ppm ve fazlası ise bir saatten kısa süre içerisinde ölümcüldür.

En çok ortaya çıkan bir diğer gaz ise karbondioksittir. Karbondioksit tek başına zehirli sayılmasa da solunum hızını artırdığından karbonmonoksit zehirlenmesini hızlandırma etkisi vardır. Yün ve ipek gibi azot bağları içeren maddelerin yanması hidrojen siyanür (HCN) gazı açığa çıkarır. Hidrojen siyanür miktarı, sıcaklıkla artar. HCN, hücrelerin oksijen kullanmasını etkiler. 135 ppm üzerindeki konsantrasyonlar yarım saatten kısa sürede ölümcüldür. Yangın sırasında ortamdaki oksijenin tükenmesi ise ayrıca bir sorundur. Havadaki oksijen miktarı yaklaşık %21 civarında iken %17’ye düştüğünde kas kontrolünde azalma başgösterir. Duman zehirli etkilerinin yanında, görüşü de azaltır. Kaçış yollarının dumanla kapanması çok kısa sürede olur ve yangınlarda birincil tehlikedir. Ayrıca tahriş edici gazlar nedeni ile de görüşe zarar verir.



Yangın Olayları:

Patlama

Patlama, yüksek basınçlı gazın hızla ortama yayılması olarak düşünülebilir. (NFPA 2000, 1-69). Patlama ile yangın arasındaki fark, enerjinin açığa çıkma hızıdır. Bir yangın durumunda patlamaya örnek Kaynayan sıvı-genleşen buhar patlamaları (BLEVE) olabilir. Örneğin yangında alevle temas eden bir yanıcı sıvı tankı düşünüldüğünde, sıcaklık sıvıyı hızlı buharlaştırırken tank içerisinde aşırı bir basınç oluşur. Bu basınç emniyet valfleri yardımıyla yeterince hızlı boşaltılamadığı takdirde patlama meydana gelecektir.

Parlama

Parlama, bir gaz veya aeresolün yanma dalgası ile karakterize olur. Dalganın yer değiştirme hızı, parlama olayı için ses hızından küçüktür, bu nedenle şok dalgası görülmez.

Süpersonik Parlama

Bir gaz veya aeresolün yanmasının şok dalgası ile karakterize olur. Oluşan dalga sesten hızlıdır ve yüksek basınç oluşturur.  Şok dalgasının basıncı başka materyalleri tutuşturacak ısı kaynağı olarak da rol alır.

Patlama kontrol yöntemleri, sınırlandırma, sulama, yönlendirme,tahliye, ve yalıtma gibi işlemleri içerir. Sınırlandırma, patlama basıncına dayanıklı bir kapalı konteyner tasarımı ile olur. Sulama, fazla ısıyı uzaklaştırma ve kimyasala reaksiyonu durdurmaya hizmet eder. Yönlendirme, tepkimeyi durdurmaksızın, tepkimeye girmekte olan karışımın patlamaya dayanıklı başka bir alan boşaltılması veya yönlendirilmesidir. Tahliye, patlama sonucu ortaya çıkan enerji ve gazların kontrollü olarak boşaltılmasıdır. Yalıtma, patlamanın fiziksel olarak veya patlamaya dayanıklı yapılarla çevresinden yalıtılmasıdır.

ani alevlenme  (flashover)

Bir diğer yangın kavramı ani alevlenme  (flashover) dir. Flashover, sıcaklık yükselmesi il meyadana gelen bir olaydır. Kapalı bir alanda yangın devam ederken, sıcaklık oradaki yanabilecek maddelerin çoğunun tutuşma sıcaklığını aştığında, herşey birden yanmaya başlar ve tepeden tırnağa alevle kaplanır.

duman patlaması (back drift)

Son olarak, duman patlamasına (back drift) değinelim. Kapalı bir ortamda yangın sürerken oksijen giderek tükenir ve bol miktarda duman oluşur. Oluşan duman hem oldukça sıcak hem karbonmonoksit yönünden zengindir. Bu noktada açılan bir kapı, kırılan bir pencere vb. gibi bir şekilde ortama oksijen girerse, karbonmoksit oksijenle çok hızlı bir şekilde yanarak patlamaya neden olur.




Sıcaklık ve Isı

Isı ile sıcaklığın farklı şeyler olduğunun anlaşılması gerekir.

Isı,

aralarındaki sıcaklık farkı nedeni ile iki cisim arasında alışveriş edilen enerji şeklidir.

Sıcaklık ise,

cisimlerin termal dengeye geldiklerini belirleyen niceliktir.

Bazı popüler sıcaklık birimleri

Celsius ölçeği,

1742’de İsveçli astronom Anders Celsius’un ismiyle adlandırılmış bir sıcaklık ölçme birimidir.

Celsius ölçeğine göre, suyun üçlü noktası (aynı anda katı, sıvı ve gaz halinde bulunabildiği sıcaklık: triple point) 0,01 °C (veya 273,16 °K) olarak tanımlanır. (Bu tanımla, daha önce referans alınan suyun donma noktası 273,15 °K’dir, ancak üçlü noktanın ölçümü çok daha kesin bir şekilde yapılabilmektedir). Bir derece Celsius (1 °C) ise, mutlak sıfır ile suyun üçlü noktasının farkının 1/273,16’sı olarak tanımlanmıştır. İlk olarak Anders Celsius tarafından önerilen buzun erime noktası ile suyun kaynama noktası arasında 100 derecelik bir sıcaklık ölçeği düşüncesi, 1954 yılında daha kesin sonuç vermesi amacıyla bu şekle getirilmiştir. Bu değişiklik ve Uluslararası Ağırlıklar ve Ölçüler konferansının son kararları doğrultusunda (°C) birimindeki C sembolü santigrat olarak değil Celsius (selsiyus) şeklinde okunacak. Yani (°C) nin doğru okunuşu “derece Celsius (selsiyus)” şeklindedir.



Fahrenhayt veya fahrenheit,

Alman fizikçi Daniel Gabriel Fahrenheit tarafından 1724 yılında oluşturulan bir sıcaklık ölçüm birimidir. Bu birime göre, suyun donma sıcaklığı 32, kaynama sıcaklığı ise 212 derece olarak alınmış ve iki nokta arası 180 dereceye bölünmüştür.

 

Kelvin Ölçeği

K harfi ile gösterilen ve birim aralığı santigrat (celsius) derecesiyle aynı olan, ancak sıfır noktası olarak mutlak sıfırı (–273.15 °C) alan sıcaklık ölçüsü birimi. İsmini, termodinamikteki mutlak sıfır kavramını ilk defa gazlardan tüm maddelere uygulayan İskoç asıllı bilim adamı Lord Kelvin’den alır. 1954’teki onuncu Ağırlık ve Ölçüler Genel Konferansı’nda (Fr. Conférence Générale des Poids et Mesures) suyun üçlü noktasının termodinamik sıcaklığının (mutlak sıfırla olan farkının) 273,16’da biri olarak tanımlanmıştır.

Celsius çevirim formülleri
ilk ölçek çevrilen ölçek formül
Celsius Fahrenheit °F = °C × 1.8 + 32
Fahrenheit Celsius °C = (°F – 32) / 1.8
Celsius Kelvin °K = °C + 273.15
Kelvin Celsius °C = °K – 273.15

Isı Enerjisi Birimleri

Joule (J)

1 W’lık enerjinin 1 saniye boyunca akması karşılığı ısı enerjisi.

Kalori (simgesi cal),

atmosfer basıncında 1 gram suyun sıcaklığını 1 °C artırmak için gerekli olan enerji miktarıdır.

BTU ya da Btu (British thermal unit);

bir libre (453,6 gr) suyun sıcaklığını 63° F’den (17.2222 °C) 64 °F’ye (17.7778 °C) çıkartmak için gerekli olan enerji miktarıdır.





Bir madde, yanma gibi bir oksidasyon reaksiyonuna girdiği zaman ısı enerjisi açığa verir. Atom düzeyinde ısı, atom ve moleküllerin hareketi olarak düşünülebilir ve sıcaklık arttıkça moleküllerin titreşimleri de artar. Yangınla mücadele açısından önemli bir kavram da özısıdır.

Öz ısı,

birim kütle başına ısı sığasıdır. ( C.G.S. birimleri sistemine göre bir maddenin 1 gramının sıcaklığını 1 C°, S.I. birimleri sistemine göreyse 1 kg.’ının sıcaklığını 1 K° arttırmak için gerekli olan ısı enerjisi miktarıdır. Öz ısı birimi kullanılan birim sistemine göre; J/gK, J/g°C) veya Cal/g °C) vb. olur.)

Yangınla mücadele açısından bir maddenin öz ısısının mümkün olduğunca yüksek olması istenir ki yangının ürettiği ısıyı emerek sıcaklığını tutuşma sıcaklığının altında tutabilsin. Bazı maddelerin öz ısı değerlerine bakıldığında

Maddenin adı Öz ısı (Cal/g°C)
Su 1.00
Buz 0.50
Zeytinyağı 0.47
Naftalin 0.41
Hidrojen 0.41
Oksijen 0.22
Bor 0.58
Magnezyum 0.26
Alüminyum 0.217
Krom 0.12
Manganez 0.115
Demir 0.115
Nikel 0.110
Bakır 0.1
Çinko 0.095
Kripton 0.074
Baryum 0.045
Uranyum 0.026
Cıva 0.033
Gümüş 0.056
Kurşun 0.031
Bizmut 0.294
Cam, kum 0.15
Hava (sabit basınçta) 0.23
Su buharı 0.48
Kobalt 0.107

bu konuda suyun üstün olduğu görülür.

Yanma Isısı

Belirli bir sürede yangından açığa çıkacak ısı enerjisi, yanan maddenin yanma ısısına bağlıdır. Yanma ısısı, birim kütle başına yanma sonucu açığa çıkan enerji olarak tanımlanabilir. Birimi KJ/g ‘dır.

Yanma ısısı, yangın durumunda, yangın yayılma hızını, kontrol altına alınmasını ve can güvenliğini önemli ölçüde etkiler. Ahşap yanma ısısı 16-19 Kj/g; yanıcı sıvılar 19.9-44.8 Kj/g; yanıcı gazlar 10.1-12.1 Kj/g düzeyindedir.

Isı Transferi

Enerji akışı daima yüksek potansiyelden alçak potansiyele doğru olduğundan, ısı akışı da sıcaktan soğuğa doğru gerçekleşir. Isı akış oranı genellikle BTU/saat veya J/saniye olarak belirtilir. Isı transferi iletim, konveksiyon ve radyasyon olmak üzere üç mekanizma ile gerçekleşir.

Bu mekanizmaların anlaşılması, bina tasarımlarında ısı transferini dolayısı ile yangın yayılımını kısıtlayıcı önlemler almaya katkı sağlar.

İletim yolu ile ısı transferi

Sıcak maddenin atom ve moleküllerinin titreşimi, başka moleküllerle teması ve çarpışmaları sonucu ısı akışı gerçekleşir. Doğrudan temasla gerçekleşen ısı transferidir. Demir bir çubuğun bir ucunu ateşe değdirdiğinizde, ısı diğer uca doğru iletim yolu ile yayılacaktır. İletim yolu ile ısı transferini etkileyen dört faktör vardır: sıcaklık, malzemenin kesit alanı, uzaklık ve malzemenin yapısı. Uzaklık arttıkça ısı iletimi yavaşlayacaktır. Bu olgu sıcaklık gradyenti olarak bilinir ve uzaklık ile sıcaklığın değişme hızını belirtir. (ΔT/d). Kesit alanı büyüdükçe ısı transferi hızlanır. Metallerin ısıl iletkenliği (k) genellikle sıcaklık arttıkça azalır. Gazlarda ise tersi olur; sıcaklık arttıkça gazların ısıl iletkenliği de artar. Gazlarda gevşek molekül yapısı (daha az çarpışma dolayısı ile daha az ısı transferi) dikkate alındığında, gazların ısıl iletkenliği sıvı ve katılara göre düşüktür.  Isı transferini etkileyen bir diğer faktör malzemenin yapısı idi. Her malzeme için, malzeme boyunca ısı transferi oranı ile orantılı bir ısıl iletkenlik katsayısı tanımlanmıştır. Tüm bu faktörler Fourier Yasası içerisinde yer almıştır.

Fourier Yasası

Buna göre ısı transferinden oluşan ısı akısı q (W/m²) sıcaklık gradyentinin büyüklüğü ile orantılı ve ters işaretlidir: q=-k.A.dT/dx.  Bu eşitliğe göre ısıl iletim katsayısının boyutu W/m.K veya J/m.s.K olacaktır.

Termal iletim katsayısı yüksek olan malzemeler iyi ısıl iletkenlerdir ve düşük olanlar yalıtkanlardır. En iyi ısı yalıtkanları genellikle arasına hava girmesine uygun ince lifli yapıda katı mazlemelerdir, cam yünü, elyaf gibi. Bazı malzemelerin ısıl iletim katsayıları şöyledir:

Bakır 401 W/m°K

Gümüş 429 W/m°K

Alüminyum 237 W/m°K

Demir 72.8 W/m°K

Beton 1.7 W/m°K

Ahşap 0.13 W/m°K

Hava 0.023 W/m°K

 

Konveksiyon yolu ile ısı transferi

Konveksiyon yolu ile ısı transferi, ısınmış sıvı veya gaz akışkan bir ortamın hareketi ile meydana gelir. Yangın yayılımı açısından konveksiyon kritik öneme sahiptir. Yangınlarda, yangının havayı ve diğer gazları ısıtması sonucu konveksiyon görülür ve bu ısınan gazlar başka maddelerin tutuşmasına yol açarak yangını yayarlar. Isınan akışkanlar genleştiğinden, onları çevreleyen soğuk akışkan kısımlara göre yoğunlukları azalır ve böylece yükselerek hareket ederler. Isınan akışkanların bu hareketleri doğal konveksiyon oluşturur. Konveksiyon ile ısı transferi şu faktörlerden etkilenir:

  • Akışkanın yoğunluk, viskozite, termal iletkenlik gibi özellikleri.
  • Akış rejiminin hızı ve doğası
  • Kesit alanı gibi yüzey geometrisi özellikleri
  • Sıcaklık farkı

Konveksiyon ısı transfer katsayısı

(h) (W/m²K) , belirli bir malzeme için sabittir. Bu sabit ile konveksiyon ile ısı transferi I=h.A.Δ.T formülü ile hesaplanabilir. Burada I, ısı transaferi oranı, A akışkanın temas ettiği yüzey alanı, Δ.T ise akışkan ile temas ettiği yüzey arasındaki sıcaklık farkıdır.

Radyasyon yolu ile ısı transferi:

Isının elektromanyetik ışınımlar yoluyla taşınmasıdır.

Elektromanyetik Spektrum

Elektromanyetik ışınımlar dalga boyuna göre, kızılötesi, görünür ve ultraviole olmak üzere üç ana bölgede bulunur. Yangın sırasında ortaya çıkan elektromanyetik ışınımlar büyük ölçüde kızılötesi bölgededir; çok küçük bir kesimi ise görünür bölgede yer alır. Termal radyasyonun kendisi ısı değildir. Isıdan kaynaklanır ve bir nesneye çarptığında orada ısı oluşturur. Mutlak sıfırın üzerinde sıcaklığı bulunan tüm cisimler sürekli olarak termal ışınımda bulunurlar. İletim ve konveksiyondan farklı olarak termal radyasyon hareketi için herhangi bir ortama ihtiyaç duymaz. Bu nedenle ışınımla ısı transferi vakum altında dahi gerçekleşir. Bir nesnenin ışınımda bulunma kabiliyeti, ışınım emme kabiliyeti ile orantılıdır. Radyasyon, boşluktan düz hatlar veya demetler halinde geçer. Yolu üzerinde bulunan maddeler radyasyonu kısmen veya tamamen yansıtabilir, absorblayabilir ya da değiştirmez. Radyasyonun nesnelerle bu etkileşimleri ile ilgili bazı nicelikler şöyle gösterilebilir:

Reflektivite, ρ: radyasyonun bir madde tarafından yansıtılan kesri

Absorbtivite, α: radyasyonun bir madde tarafından absorblanan kesri

Transmissivite, τ: radyasyonun bir madde tarafından geçirilen kesri

Bunların toplamı 1’e eşittir. α + ρ + τ = 1

 

Kirchhoff Kanunu

Bir maddenin radyasyon gücü Kirchhoff Kanunuyla genelleştirilmiştir. Kanuna göre denge sıcaklığında, herhangi bir cismin toplam radyasyon gücü ile absorbtivitesi arasındaki oran, sadece cismin sıcaklığına bağlıdır. W₁/α₁ =W₂/α₂ eşitliği vardır. W₁ ve W₂ herbir cismin toplam radyasyon gücü, α1 ve α2 absorbtiviteleridir. Kanun, monokromatik ve toplam radyasyona uygulanabilir. Gelen radyasyondaki enerji dağılımı radyasyon verici yüzeyin karakterine ve sıcaklığına bağlı olduğundan, alıcı yüzeyin absortivitesi de verici yüzeyin bu özelliklerine bağlıdır.

 

Siyah Cisim

En yüksek absorbtivite değeri 1’dir ve bu değere, bir cismin gelen radyasyonun (yansıtma ve geçirme olmaksızın) tümünü absorblaması durumunda ulaşılır. Böyle bir cisme “siyah cisim” denir. Kirchhoff Kanuna göre, siyah bir cisim, herhangi bir sıcaklıkta ulaşılabilecek en yüksek radyasyon gücüne sahiptir. Bir cismin “emissivitesi (e, radyasyon çıkarması)”, cismin toplam radyasyon gücünün, aynı sıcaklıktaki siyah bir cisminkine oranıdır.

Kirchhoff Kanununda, siyah cisim toplam radyasyon gücü Ws, siyah cisim absortivitesi  αs=1, diğer cisim radyasyon gücü W₂,  absortivitesi  α₂ ile gösterildiğinde, diğer cisimin emissivitesi e₂=W₂/Wₛ= α₂ olduğu görülür.

Çevresiyle denge sıcaklığında bulunan herhangi bir cismin emissivitesi ve absorbtivitesi birbirine eşittir. Emissivitenin birimsiz  bir sabit olduğuna dikkat edilmelidir. Bazı malzemeler için e değerleri şöyledir:

Cilalı metal <0.1

Tuğla 0.8

Grafit 0.9

Meşe ve mermer 0.9

Emissivite ile beraber radyasyonla ısı iletimini etkileyen iki diğer faktör sıcaklık farkı ve mesafedir. Sıcaklık artışı ısı transferini hızla artırır. Mesafe içinse ters kare yasası geçerlidir. Mesafe iki katına çıktığında iletim dörtte bire düşer; aynı şekilde mesafe yarıya indiğinde iletim dört katına çıkar.

Isı Kaynakları

Çalışma ortamında genellikle, bir yangını başlatabilecek ve devam ettirecek pek çok ısı kaynağı bulunur.  Aşağıdakiler ısı kaynaklarının bir listesidir. (NFPA 1997b, 1-64-67):

  1. Kimyasal ısı: Bir maddenin tamamen oksidasyonu sonucunda ortaya çıkan yanma ısısıdır.
  2. Kendiliğinden ısınma: Bir maddenin çevresinden ısı çekmeksizin sıcaklığının yükselmesidir. Sıcaklığın yeterince yükselmesine izin verildiğinde kendiliğinden tutuşma meydana gelebilir.
  3. Bozunma ısısı: Bileşiklerin bozunması ile ortaya çıkan ısıdır. Asetilen, bozunmaya başladığında ısı üreten maddelere bir örnektir.
  4. Çözünme ısıs: Bir maddenin çözelti içerisinde çözünürken açığa çıkardığı ısıdır.
  5. Elektriksel ısı: Direnç ısısı da denir. Elektrik iletimi sırasında iletkenlerin gösterdiği direnç nedeni ile meydana gelen ısıdır.
  6. Ark ısısı ve kıvılcımlar: Ark, elektriksel bir sistemde toprak veya bir başka faz ile düşük empedanslı bağlantıdan kaynaklanan bir elektrik boşalmasıdır. Ark patlamalarında yüksek sıcaklıklar o noktayı çevreleyen havanın hızlı bir şekilde ısınmasına neden olur.
  7. Statik elektrik yükü: Statik elektrik yükü, iki yüzey birbirine temas edip ayrıldığında oluşur, ve en az bir yüzey elektrik akımına karşı yüksek direnç gösterir (ve bu sebepten dolayı elektriksel bir yalıtkandır). Bu şekilde oluşan statik elektrik yükleri ark ve kıvılcımlara neden olabilir.
  8. Şimşek/Yıldırım
  9. Mekanik ısı: sürtünmeden kaynaklanan ısıdır.
  10. Nükleer ısı: Çekirdek tepkimeleri sonucu ortaya çıkan ısıdır.




Yanmanın Fiziği

Yangının kimyasal özellikleri yanında, fizik de malzemelerin davranışında önemli rol oynar. Bir yangında yanan yakıt, sıvı, katı ve gaz olmak üzere üç halde bulunabilir. Yanma genellikle yakıt buhar veya gaz haline geçtiğinde meydana gelir. Bunun nedeni oksijenin de genellikle gaz halinde olmasıdır; böylece hem yakıt hem oksijen gaz halinde olduğundan tepkime hızlanır.


Katılar

Katıların yanmasını etkileyen faktörler, parçacık boyutları, nem oranları ve süreklilikleridir. Katılar ne kadar küçükse, yanmak için o kadar az ısıya ihtiyaç duyarlar. Toz patlaması bu kavrama örnektir, toz parçacıklarının yüzey alanları kütlelerine göre çok fazla olduğundan çok küçük tutuşturma kaynakları yanmaları için yeterli olur.

Sıvılar

Sıvılar yanmaz. Yanan, sıvı yüzeyinde oluşan buhardır. Bir sıvının yanıcı buhar üretme kabiliyetini belirleyen faktörler, alevlenme noktası, buhar basıncı ve buhar yoğunluğudur. Alevlenme noktası düşük sıvılar, normal çalışma ortamı şartlarında bile yanmaya elverişli buhar konsantrasyonları üretirler. Alevlenme noktası, sıvının buhar üretme kabiliyetinin bir ölçüsüdür. Özgül Ağırlık, sıvının suya göre ağır mı hafif mi yani batacağını mı yüzeceğini mi belirleyen faktördür. Özgül ağırlığı 1.0’den büyük olan sıvılar batar, küçük olanlar yüzer.




Alevlenme noktası:

Isınan maddeden çıkan gazların, bir alevin geçici olarak yaklaştırılıp uzaklaştırılması sonucunda yanmayı sürdürdüğü en düşük sıcaklığıdır.

 

Buhar Basıncı:

Belli sıcaklıkta, sıvı ya da katısıyla dengede bulunan buharın gösterdiği basınç.

 

Özgül Ağırlık:

birim hacimdeki maddenin havadaki ağırlığının, aynı sıcaklıkta ve eşit hacimdeki saf suyun havadaki ağırlığına oranıdır.

 

Gazlar

Gazlar kabaca yanıcı gazlar ve yanıcı olmayan gazlar olarak ikiye ayrılabilir. Oksijen kendisi yanıcı olmamakla beraber, oksidasyon işlevini yerine getirir. Oksijen kimi zaman tutuşma sıcaklığını düşürebilir. Bazı durumlarda özellikle yağlarla temasında, kendiliğinden yanma meydana gelebilir.

Malzemelerin Yangın Tehlikeleri

Yaygın kullanılan ve yangınlarda tehlike oluşturan mazlemeler ahşap ürünleri, tekstil ürünleri ve plastik ürünlerdir.  Her birinin yapısı ve arz ettiği tehlikeler farklıdır.

Ahşap

Ahşapın yanabilmesi için, yüzeyinden yanıcı gazların salındığı sıcaklığa kadar ısınması gerekir. Odunun yanması ile kg başına yaklaşık 17680-26520 Btu enerji açığa çıkmaktadır. Ahşabın fiziksel şekli, tutuşma ve yanma kabiliyetini etkiler. Ahşabın bir yangında yanmasını belirleyen en büyük faktörlerden biri yüzey alanının kütlesine oranıdır. Bu nedenle kağıt, büyük kütüklere çok daha düşük sıcaklıkta ve kolay alev alarak yanar. Kağıt, kütüğe göre oksijenle temas eden daha büyük yüzey alanına sahiptir ve kütlesi daha azdır. Bu nedenle yanmaya devam etmesi için daha az enerji gerekir. Ahşapın yangın açısından önemli bir diğer özelliği ise ısıl iletkenliğidir.

Isı miktarı Q ile tanımlandığında, malzemenin kalınlığı L ve birim zaman t , ısı geçişinin olduğu yüzey alanı A ve ısı geçişine sebep olan sıcaklık farkı ΔT ile ifade edilirse, sürekli rejim şartları altında ve ısı transferi sadece sıcaklık gradyenine bağlı olduğunda;

Isıl iletkenlik = ısı akış oranı × mesafe / (alan × sıcaklık farkı)

olur.

Ahşapın yanmasında bir diğer etken nem oranıdır. Ahşap ne kadar ıslaksa yanması için o kadar fazla ısı gerekir.

Ahşap kendiliğinden tutuşma noktasını aşana değin ısındığında tutuşma görülür. Bu sıcaklıkta yüzeyinden yazıcı gazlar açığa çıkar. Ortalama bir ısı kaynağına uzun süre maruz kaldığında kendiliğinden tutuşma sıcaklığına kadar ısınabilir. Ahşap civarındaki hava akımları da tutuşma ve yanmasını hızlandırabilir. Ahşabın ortalama tutuşma sıcaklığı 392 °C civarındadır.

Plastikler ve Polimerler

Binlerce çeşit plastik üretilmekte ve kullanılmaktadır. Bileşenlerine ve üretim yöntemine göre yaklaşık otuz farklı plastik sınıfı bulunmaktadır. Plastiklerin tehlikesi, yanma hızlarından ve yanarken çıkardıkları duman ve zehirli gazlardan kaynaklanmaktadır. Plastiklerin tutuşma sıcaklıkları genellikle ahşaptan yüksek olmakla beraber bazı tür plastikler küçük bir alevle bile kolaylıkla tutuşur ve hızla yanarlar. Bazı plastikler yanarken çok yoğun, isli siyah bir duman çıkarırlar. Bileşimlerine göre, karbonmonoksit, hidrojensiyanür, hidrojen klorür ve fosgen gibi zehirli gazlar açığa çıkarırlar. Bir diğer tehlikeleri, yanmakta olan plastiğin akışkan olması ve alevli şekilde damlamasıdır. Bu durum yangın yayılımı açısından tehlike arz eder. Ayrıca plastiklerin yanması ile oluşan gazlar hassas elektronik sistemlere de zarar verir.

Tekstil Ürünleri

Tekstil ürünleri çeşitli liflerden oluşur. Tutuşabilirlikleri, yangın yayılma hızları vb. gibi faktörleri bu liflerin yapısı ve içeriği belirler. Tekstil ürünleri kabaca doğal lifler ve suni lifler olarak ikiye ayrılabilir. Doğal lifler de kendi içinde selülozik lifler ve protein lifler olarak ikiye ayrılır. Doğal liflerin en yaygını pamuktur. Pamuk yanabilir ve yandığında duman, ısı, karbondioksit ve karbonmonoksit oluşturur. Protein lifler hayvanlardan elde edilen, yün, ipek vb. doğal liflerdir. Protein liflerin yangın tehlikesi daha düşüktür.

Suni lifler, yapay ipek, akrilik, naylon vb. gibi sentetik liflerdir.  Yapay ipek çözülmüş selülozdan yapılır ve pamukla benzer yangın karakteristikleri gösterir. Akrilik ve naylon diğer yandan, yandıklarında hidrojen siyanür üretebilir. Tamamen inorganik materyallerden yapılmış sentetik lifler de vardır, örneğin cam yünü, ve bunlar yanıcı değildir.

Tekstil ürünlerinin yangın riskini azaltmak için çeşitli yangın geciktirici kimyasal işlemler uygulanabilmektedir. Ancak tekstilin eskimesi, yıkanması, kuru temizlenmesi gibi faktörler tekstilin yangın geciktirici özelliğini kaybetmesine yol açabilmektedir. Ayrıca bu işlemler tekstili tamamen yanmaz hale getirmemekte, yalnızca tutuşmasını zorlaştırmaktadır. Yeterince büyük alevle temasında tekstil yine yanabilmektedir. Tekstillere uygulanan yangın geciktirici işlemler dört yolla çalışır:

  1. Oksijenle bileşik yapmayan dolayısıyla yanıcı olmayan gazlar oluştururlar.
  2. Zincir reaksiyonu bozan moleküller açığa çıkarırlar.
  3. Oksijenle teması azaltmak üzere uçucu olmayan sıvı veya is üretirler.
  4. Zincir reaksiyonu sekteye uğratacak ince bölünmüş parçacıklar oluştururlar.

Yangın geciktirici işlemden geçmiş bazı tekstil ürünlerine örnekler, uçaklarda kullanılan kumaşlar, halı, battaniye, çocuk uyku tulumları, kıyafetler, motorlu taşıtlardaki tekstil kısımlar, tente ve çadırlar, perdeler olarak verilebilir.

 

 

 

 



Exit mobile version