İş Kazası Tazminatı Yargıtay Kararı

Bunu Paylaş:

İş Kazası sonucu iş göremezlik meydana gelmesi halinde, tazminatın gerekçeleri ve hesaplanması ile ilgili örnekler içeren bir yargıtay kararı.



21. Hukuk Dairesi 2018/738 E. , 2018/1346 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

K A R A R

1-İş mahkemelerinden verilen kararlar ve buna bağlı Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yolu bulunmamaktadır. Ne var ki, Yargıtay onama ve bozma kararlarında maddi yanılgı bulunması halinde usuli kazanılmış haktan söz edilemeyeceği, giderek maddi yanılgının düzeltilmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş içtihatlarındandır.
Dairemizin 24/10/2017 tarih, 2017/4925 Esas 2017/8270 Karar sayılı ilamı ile davalının temyiz isteminin, temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararında hüküm altına alınan tutarların miktar itibariyle temyiz edilebilirlik sınırının altında kaldığından bahisle reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 07/06/2017 tarih ve 2017/364 Esas, 2017/1285 Karar sayılı ilamında hüküm altına alınan tutarlar her ne kadar temyiz edilebilirlik sınırının altında kalıyor ise de anılan kararın gerekçesinde davacının talep edebileceği maddi tazminat tutarının 52.674.49 TL olarak belirlendiği ve maddi tazminat açısından davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulduğu, bu nedenlerle … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 07/06/2017 tarih ve 2017/364 Esas, 2017/1285 Karar sayılı kararının temyiz edilebilirlik sınırlarının üzerinde olduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca davalının maddi hatanın düzeltilmesi istemi kabul edilmeli ve Dairemizin temyiz isteminin reddine dair kararı kaldırılarak davalının temyiz itirazları incelenmelidir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, Dairemizin 24/10/2017 tarih, 2017/4925 Esas 2017/8270 Karar sayılı red kararının kaldırılmasına, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine;
2- A)Davacı İstemi;
Davacı, 22/03/2001 tarihinde davalı işyerinde meydana gelen iş kazası nedeniyle %33,20 oranında malüliyetten dolayı 12.049,06 TL maddi, 25.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
B)Davalının Cevabı;
Açılan davayı kabul etmediklerini,olayda davalı kurumun bir kusuru olmadığını, olayın tamamen davacı işçinin kendi kusurundan kaynaklandığını belirterek davanın usulden ve esasdan reddini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi;
” … Dava; İş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davaya konu iş kazası ile ilgili tüm tahkikat ve maluliyet evrakları dosyamıza getirtilmiş incelenmelerinde; davacının davalı iş yerinde çalıştığı sırada 30/05/2014 tarihinde kazalanarak yaralandığı, iş bu yaralanması nedeniyle maluliyetinin… SSGM ve YSK kararı ile % 33,2 olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
… İl Müdürlüğüne müzekkere yazılarak söz konusu iş kazası nedeniyle davacının istirahatlı kaldığı süre ve bu sürede kendisine yapılan iş göremezlik ödemesine dair ödeme evrakları, PSD dosyamıza celp olunmuştur.
Dosyamız üzerinden işçi sağlığı ve iş güvenliği uzmanı maden mühendisi Prof Dr … tarafından tanzim olunan 07/08/2015 tarihli raporunda (rapor içeriğinde yaptığı açıklama ve gerekçelendirmeye göre) davalı işveren …’nın % 20, kazalı işçi …% 80 oranında kusurlu olduğu bildirmiştir.
Devam eden safahatta dosyamız üzerinden söz konusu malüliyeti nedeniyle davacının uğradığı kazanç kayıplarına ilişkin hesap bilirkişisinden hesap raporu aldırılmış, bilirkişi tanzim ettiği 31/12/2016 tarihli ek raporunda özetle; davacının davalı işverenden talep edebileceği netice maddi kazanç kaybının12.049,06 TL olduğunu bildirmiş, rapor ayrıntılı ve gerekçeli olup dosya kapsamına da uygun düştüğü görülmekle, rapora itibarla hükme esas alınmıştır.
Davacı vekili ibraz ettiği 04/11/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile de fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile maddi tazminat taleplerini 12.049,06 Tl ,25.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden yürütülecek yasal faiziyle hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
İddia, savunma, celbedilen belgeler, alınan raporlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalı işverene ait yeraltı maden ocağı işyerinde03/05/2014 tarihinde geçirdiği iş kazasında yaralandığı, iş kazasının oluşumunda; davalı işveren …’nın % 20, kazalı işçi …nin % 80 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Maddi tazminat istemi yönünden yapılan irdelemede; Mahkememizce itibar olunan hesap bilirkişisi raporu ile davacının davaya konu iş kazası yaralanması nedeniyle davalı işverenden talep edebileceği netice maddi kazanç kaybı 12.049,06 TL olarak belirlenmiş olup, buna göre davacı tarafça istenen maddi tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.Manevi tazminat talebi yönünden yapılan irdelemede ise; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu nun 2014/4- 1193 E. 2016/800 K. Sayılı kararı doğrultusunda, Islahla yeni bir talep niteliğinde manevi tazminat talebi ileri sürülemeyeceğinden bu konuda davacının ayrıca dava açma hakkı saklı kalmak üzere manevi tazminata ilişkin ıslah talebinin reddine karar verilmiştir…” gerekçesiyle;
1-Davacının davasının kısmen kabulüne;
A-12.049,06 TL maddi tazminatın 30/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B-Davacının ayrıca dava açma hakkı saklı kalmak üzere manevi tazminata ilişkin ıslah isteminin reddine
Fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi;
“Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre; uyuşmazlık; tarafların kusur durumu, buna göre davacının maddi ve manevi tazminat talep edip edemeyeceği ve maddi tazminatın miktarı noktasında toplanmaktadır.
Mahkeme kararına esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olmadığından yargılamanın duruşma açılarak yürütülmesine karar verilmiş, … 3. İş Mahkemesinin 2016/511 E. sayılı dosyası celp edilmiş, dosya kusur yönünden rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor aldırılmıştır.
Bilirkişiler Prof. Dr. …, Doç. Dr. …, Maden Müh. … tarafından düzenlenen 07/05/2017 günlü raporda özetle; iki demir bağın taşınma işleminden sonra üçüncü bağı almak üzere … ve …’nin bağı triko üzerinden kaldırdıkları sırada …’nin belinin kilitlendiği, işverenin İş Güvenliği Kurullarınca konunun araştırılarak alınması gerekli önlemlerin belirlenmesi, bu yolda işçilerin uyarılarak eğitilmelerinin sağlanması, işçilerin yükleri verilen talimatlara uygun olarak kaldırıp kaldırmadıklarının denetlenmesi, uymayanların uyarılmalarının sağlanması, çalışanların dikkatli olma sorumluluğunun tümüyle işçilere yüklenmemesi, çalışanların iş güvenliğine aykırı eylem ve davranışlarına önleyici tedbir almayan işverenin iş kazasından sorumlu olduğu, her halde çalışan kimsenin iş güvenliği kendi dikkatine bırakılamayacağı, sigortalının yıl içinde 8 kez ağrıları nedeniyle viziteye çıkıp 40 gün istirahatli kalmasına rağmen bunun arkasında yatan nedenin araştırılmadığını, dönüş muayenelerinin yapılmadığını, sağlık ve fiziki durumunun ağır yük taşımaya uygun olup olmadığının saptanmadığını, uygun değilse işyerinin değiştirilmesinin sağlanmadığını, ağır yük taşıması yapan işçilere yük taşıma sırasında sık sık ağrı oluşması durumunda karşılaştıkları güçlükleri mutlaka İş Güvenliği Kuruluna, işverene iş yeri hekimine bildirmeleri yolunda gerekli talimat ve eğitim verilmediği, bu nedenlerle kazada işverenin % 35 kusurlu olduğu, davacının ise işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda ve elle taşımada uyulacak kurallar konusunda eğitilmiş deneyimli bir işçi olduğu, demir bağı kaldırırken belden eğilmemesi, dizleri kırarak eğilmesi, yükü dengeli tutması ve ağırlığı bacaklarına vermesi gerektiği, ilk işe başladıktan 1,5 ay kadar sonra olmak üzere kazadan önceki bir yıl içinde 8 kez Ortopedi, Nöroşirurji ve Beyin Cerrahisi bölümlerine sevk edilmiş ve toplam 40 gün istirahatli kalmış olması ve ağır yük kaldırdığında ağrı oluşması nedeniyle farklı bir işte çalıştırılması yolunda İş Güvenliği Kuruluna, iş yeri hekimine ve işverene bir bildirim ve talepte bulunmadığı, demir bağın kaldırılması sırasında verilen talimatlara ve güvenlik kurallarına uymadığı, ağır yük kaldırdığında kendisinde meydana gelen rahatsızlıklar konusunda yetkililere bilgi vermediği bu nedenle % 35 oranında kusurlu olduğu, diğer



taraftan 5510 Sayılı Kanunun 21. Maddesine göre işverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesinin dikkate alınması gerektiği, ağır malzemenin triko üzerinden insan gücü ile kaldırılıp taşınması işleminde tüm önlemlerin alınması durumunda dahi bel incinmesi olup bu olasılığı alınacak önlemlerle bütünüyle kaldırmanın mümkün olmadığı, bu nedenle kazada %30 oranında kaçınılmazlık bulunduğu kanaatine varıldığı belirtilmekle bilirkişi raporunun gerekçeli yeterli olduğu, kusura ilişkin bilirkişi raporu dikkate alınıp istinaf öncesi alınan aktüerya raporunda son kusur durumları değerlendirilerek basit bir hesaplama ile maddi tazminat miktarı tespit edilebileceğinden yeniden hesap raporu alınmasına gerek olmadığı değerlendirilmiştir.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; davacı vekilinin istinaf başvurusunun ve davalı vekilinin kusur ve hesap raporuna yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353-(1) b)2 maddesi gereğince kabulü ile mahkeme kararının kaldırılarak, bilirkişi raporu doğrultusunda maddi tazminat miktarına ilişkin hesaplama yapılarak; Toplam kazançları 505.276,87 TL, % 33,20 maluliyete isabet eden kazanç kaybı (505.276,87X%33,20= 167.751,92TL, %53(%35+%18) kusur uygulamalı kazanç kaybı 167.751,97X%53= 88.908,52TL, % 35 davalı kusuruna isabet eden ilk gelir psd si (103.525,80TLX% 35 =36.234,03TL, olup toplam kazanç kaybı=52.674.49 TL olarak belirlenmiş, talep edilebilecek maddi tazminat miktarı 52.674.49 TL olmakla, ıslahla bağlı olarak 12.049,06 TL maddi tazminata ve Yargıtay yerleşik uygulamasına göre ıslah dilekçesiyle harcı yatırılmak suretiyle manevi tazminat talep edilebileceğinden olayın oluş şekli, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarih, davacının maluliyet oranı ve tarafların kusur durumuna göre takdiren 10.000,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline ilişkin yeniden esas hakkında karar verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle,
“HMK’ nın 353-(1) b)2 maddesi gereğince;
A-Davalı vekilinin kusur ve hesap raporuna, davacı vekilinin manevi tazminat talebine yönelik istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Davanın KISMEN KABULÜNE,
12.049,06 TL maddi tazminatın 30/05/2014 tarihinden itibaren (faiz başlangıç tarihi istinaf konusu yapılmadığından) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına,
10.000,00TL manevi tazminatın 22/03/2001 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir.
E) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davaya konu olayın kurumca iş kazası olarak kabul edilmesinin akabinde davacının sürekli iş göremezlik oranının %0 olarak tespit edildiği, sonrasında … Sağlık … Merkezi’nin 16/04/2015 tarih ve 010879 sayılı kararı ile davacının aynı kazadan kaynaklanan sürekli işgöremezlik oranının artma kaydıyla %33,20 olarak belirlendiği, itiraz üzerine YSK tarafından aynı oranda sürekli iş göremezlik oranı tespit edildiği anlaşılmaktadır.
… Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir.
Somut olayda, davacının aynı iş kazasından dolayı tespit edilen sürekli iş göremezlik oranları arasında açık çelişki bulunmasına karşın bu çelişki giderilmeden karar verilmesi isabetsizdir.
Yapılacak iş, yargılamaya konu iş kazasına ilişkin davacıya ait tüm tıbbi belgeler temin edildikten sonra öncelikle Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’ndan, çelişkinin devam etmesi halinde Adli Tıp Kurumu 2. Üst Kurulu’ndan davacının %0 olarak tespit edilen ilk maluliyetinden sonra bu oranın artıp artmadığı, artma söz konusu ise artış tarihinin tam olarak hangi tarih olduğu, artma ile iş kazası arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı konusunda rapor alınmasından sonra çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
F) Sonuç :
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.