İş Güvenliği Uzmanı Yargıtay Kararı-2

Bunu Paylaş:

Asıl işverinin iş güvenliği uzmanı, gerekli denetim ve kontrol görevlerini yerine getirerek, tespit edilen eksikliklerin taşeron firmaya bildirmesi ve yaptırım uygulaması nedeni ile kazada kusursuz bulunmuştur. Yargıtay, asıl işveren ile taşeron firma arasındaki sözleşmedeki iş güvenliğine ilişkin hükümleri de dikkate almış.





12. Ceza Dairesi 2015/4764 E. , 2016/4331 K.
“İçtihat Metni”

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Katılanlar : 1-…, 2-…, 3-…, 4-…, 5-…, 6-…, 7-…, 8-…, 9-…
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK’nın 85/1, 62/1, 50/1-a, 52. maddeleri gereğince mahkumiyet

Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar müdafileri ile katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Katılanlar vekilinin kusura ve ceza miktarına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Asıl işveren … İnşaat AŞ. tarafından yapılmakta olan “… İstanbul” inşaat işyerinde, alt işveren … Mühendislik Ltd. Şti. ile imzalanan 04.07.2011 tarihli sözleşme ile betonarme inşaat işlerinin yüklenici tarafından üstlenildiği, yüklenici … Mühendislik Ltd. Şti. işçilerinden olan ve olaydan 6 gün önce bu şirkette ahşap kalıp ustası olarak işe başlayan, ancak bir kısım beyanlara göre iş yerinde temizlik işçisi olarak istihdam edilen ölenin olay günü saat 17.00’a kadar inşaatta çalıştığı, saat 17.00’dan sonra çalışmasını tamamlayıp yemekhane ve yatakhane bölümüne gitmek için çalışma alanına 20 metre mesafede bulunan olay yerinden geçtiği sırada, 3. kattaki otopark kısmından bir alttaki otopark kısmına düşmesi sonucu meydana gelen olay akabinde, ölenin düştüğü kısmın üst katında bulunan platform kenarlarında bir yönde demir çubuklarla korkuluk yapıldığının, ancak bu korkulukların uygun şekilde sabitlenmediğinin, yan taraflarının da boşta bırakıldığının, zeminde ise demirlerin esneyebildiğinin, ayrıca diğer yönde bu şekilde bir korkuluğun da bulunmadığının, bu kısımda sadece naylon kırmızı şerit çekmekle yetinildiğinin, yine inşaatta betonarme platformların döşeme kenarlarının da tümüyle korunmadığının, ayrıca şantiyede iş güvenliği tabelalarının bulunmadığının, zemin 5. ve 4. katlarda elektrik bağlantıları ile aydınlatmanın olmadığının, ölenin düştüğü yerde parmaklık veya güvenlik şeridi bulunmadığının tespit edildiği, dosya içeriğine göre, taşeron firmanın kurucu ortakları ve bu firmanın yetkili şirket müdürleri olan sanıklar … ve …’nın beyanlarında; hakkında kusur yokluğundan ek takipsizlik kararı yazılan …’u şantiye şefi olarak atadıklarını ve A sınıfı iş güvenliği uzmanı … ile de anlaştıklarını, ancak …’nin kazadan 1 ay önce istifa etmesi üzerine, iş güvenliği uzmanı … ile anlaştıklarını belirtmeleri; hakkında kusur yokluğundan ek takipsizlik kararı yazılan taşeron … Ltd. Şti. şantiye şefi ve inşaat mühendisi … beyanlarında; işe giriş tarihinden itibaren … İstanbul inşaat alanında şantiye sorumlusu olarak bulunduğunu, taşeron şirket bünyesinde çalışan A sınıfı sertifikalı İSG uzmanı …n’in işten ayrılması üzerine, yerine başka bir İSG uzmanı temin edinceye kadar firma adına maden mühendisi … ‘in İSG sorumlusu olarak görev yaptığını, iş yerinde görülen güvenlik tedbirleri ve eksikliklerle ilgili gerekli çalışmaları da bu kişinin yaptığını belirtmesi; yine hakkında kusur yokluğundan ek takipsizlik kararı verilen … LTD İSG sorumlusu … beyanlarında, inşaat şantiyesinde A sınıfı sertifikalı İSG uzmanı …’nin yanında İSG sorumlusu olarak işe başladığını, inşaat sahasındaki işçi sağlığı ve güvenliğiyle alakalı yapmış olduğu denetimlerde gördüğü eksiklikleri …’ye bildirmekle yükümlü olduğunu, ancak bu kişinin olay öncesi 08.11.2012 tarihinde işten ayrılması sebebiyle yerine yeni bir İSG uzmanı temin edilemediğinden, bu görevi kendisinin yürüttüğünü, ancak kendisinin İSG uzmanlık sertifikasının bulunmadığını, kendisinin iş yerinde bulunan eksiklikleri şantiye şefi …’a bildirmekle görevli olduğunu belirtmesi; dosyada mevcut 15.01.2011 tarihli taşeron … LTD ile iş güvenliği sorumlusu … arasında imzalanan iş güvenliği sorumlusu taahhütnamesinde; iş güvenliği sorumlusunun yapmakta olduğu işler için kendi çalıştırdığı işçilerine karşı doğrudan doğruya işveren vekili durumunda olduğundan şantiyede kendine ayrılan yerde ve işlerde iş kazası ve meslek hastalıkları olmaması için tüm önlemleri hiçbir uyarı veya yazışmaya meydan vermeden almak ve işyerinde uygulanmakta olan kurallara uymak, her türlü araç ve gereçleri sağlamak, iş yerinde bulundurmak, işçilerine kullandırmak, ve bu konularda işçilerine sürekli eğitim vermek, çalıştırdığı işçilerini gerek işe alırken gerekse işin devamı boyunca genel iş güvenliği kuralları ile koruyucu malzemelerin kullanımı konularında ve şantiyedeki iş kazası ve meslek hastalığı riskleri hakkında sürekli olarak eğitmek, asıl işveren tarafından iş güvenliği konularında verilecek gerek yazılı gerekse sözlü talimatları geciktirmeden ve itiraz etmeden yerine getirmek, şantiyede faaliyette bulundukları yerlerde düzenli olarak iş güvenliği denetimlerini ve kontrollerini yapmak, kendi sorumluluk alanındaki kontrolleri yapmak ve gözlemlenen emniyetsiz durum ve davranışları gidermek, işçilerine kayma ve düşme tehlikesi bulunan yerler ile korkuluğu bulunmayan boşluk içinde veya döşeme kenarlarında çalışanlara paraşüt tipi emniyet kemeri, çelik burunlu ayakkabı, vermek ve kullandırmak gibi hususlarda yükümlülüğünün bulunduğunun anlaşıldığı, tüm bu belirlemeler karşısında, taşeron firmanın kurucu ortakları ve bu firmanın yetkili şirket müdürleri olan sanıklar … ve … tarafından şantiye şefi ve iş güvenliği sorumlusu atandığı, iş güvenliği sorumlusunun A sınıfı sertifikasının bulunmamasının ise asıl işverenle imzalanan sözleşme hukukundan kaynaklı bir yükümlülüğün ihlali olduğu, bu durumda taşeron firmanın kurucu ortakları olan sanıklar … ve …’nın bir ihmalinden ve bu bağlamda kusur sorumluluğundan bahsedilemeyeceği,

Asıl işveren … İnşaat AŞ’de 01.10.2010 tarihinden itibaren A sınıfı İş Güvenliği Uzmanı ve maden mühendisi olarak görev yapan sanık …’in kusurlu bulunduğu kabul edilmiş ise de, asıl işveren ile alt işveren arasında imzalanan sözleşme ve eklerinde, iş sağlığı ve güvenliğinden ehil bir firma olan yüklenicinin sorumlu olacağına ilişkin hükümler gözetildiğinde, asıl işveren ve yetkililerinin kusurundan bahsedilemeyeceği, kaldı ki; sanık dahil asıl işveren firma tarafından olay öncesi çeşitli zamanlarda şantiye alanında yapılan denetimlerde, alt işveren tarafından çalışma alanında A sınıfı iş güvenliği uzmanının bulundurulmadığı, sahada çalışanların çoğunun yüksekte çalışma eğitimlerinin olmadığı, sürekli uyarılara rağmen işçilerin emniyet kemersiz çalıştıkları, 1,30 cm’den yüksek döşeme kenarlarına gerekli standartlarda düşmeye karşı uygun korkulukların yapılmadığı, işçilerin gelip geçtiği yerlerde kullanılan merdiven ve platformların etrafının belirtilen standartlarda halat zincir veya ahşap korkuluklar ile çevrilmediği, bina içindeki boşlukların düşmeye karşı uygun ve yeterli yükseklikte sağlam korkuluk veya ağ platformları ya da başka yolla kapatılmadığı, defalarca tehlikeli ve riskli çalışmalarda yapılan uyarılara rağmen tehlikeli ve riskli çalışmalara devam edildiği tespit edilerek alt işveren firma hakkında yaptırım uygulandığı anlaşılmakla, asıl işveren A sınıfı iş güvenliği uzmanı sanık …’in gerekli denetim ve kontrol görevlerini yerine getirerek,



tespit edilen eksikliklerin taşeron firmaya bildirilmesi noktasında da bir kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından, sanıkların atılı suçtan beraati yerine delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucu mahkumiyetlerine karar verilmesi;

Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme kısmen uygun olarak BOZULMASINA; 17.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.